Bazı insanlara Allah’ın ayetini okuyorsunuz ve hemen kendisinden başkalarını eleştirmeye başladığını görüyorsunuz. Bizlerde ayetleri kabul etmemekten çok üzerine alınmamak gibi bir hastalık oluşmuş durumda.

Mesela bir ayet söylediğinizde hemen “millet yoldan çıkmış kardeşim, bu ayetlerin onda birini uygulayan biri olsa şöyle olurduk. Ohoo görmüyor musun adam müslümanım diyor, yalan söylüyor, gıybetten, dedikodudan başını kaldırmıyor”

Bazen bağırasım geliyor: “Ayet sana okunuyor kardeşim!” diye.

Bazen de Allah’ın elçisi böyle bir tavır alsa ne olurdu diye düşünüyorum. Düşünsenize kendisine bir ayet iniyor ve o şöyle söyleniyor kendi kendine: “Şimdi ben bunu insanlara aynen aktaracağım. Kimbilir kaçta kaçı bu ayete uyacak. Daha önceki ayetleri tebliğ ettim de ne oldu? Kaç kişi uyuyor ki!”

Oysa Allah’ın elçisi ayetleri alır almaz önce kendi hayatına geçiriyor ve yaşamaya başlıyordu. “Allah böyle buyuruyor! Hemen Rabbim! Hemen dediğini uygulamaya koyuyorum” diye başlıyordu tebliğe. İşte bu yüzden Rabbimiz onu insanlığa örnek olarak gösteriyor. Şimdi sorasım geliyor kendime: Bizimki nasıl bir örnek almadır?

Artık ayetlerin her an önce bize nazil olduğunu kabul etmeli ve hayatımızı değiştirmeliyiz. Başkaları üzerindeki görevimiz tıpkı Allah’ın elçisi gibi önce Allah’ın ayetlerini kendimiz yaşayarak örnek olmak, sonra da insanlara Allah’ın bildirdiği şekilde anlatmaktan ibarettir. Bundan sonrası için ancak dua edebiliriz. Kim ne istiyorsa onu yapar.

Şu an neredeyse yazdığım her kelime bu konu ile ilgili başka bir ayeti aklıma getiriyor. Ancak ben bugün, Allah’ın ayetlerini görmek istemeyenlerle ilgili takınılması gereken tavrımızla ilgili şu Kerim Ayeti seçtim:

“Rahman’ın kulları yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahillerle muhatap oldukları zaman “selam” deyip geçerler. Onlar Rablerine secde ederek ve kıyama durarak gecelerler”

Furkan Suresi 63-64. ayetler.

Rabbimizin böyle bir ayette Rahman ismini tercih etmesi ile ilgili derin düşünceyi sizlere tavsiye ederek bitireyim.

Selam ve Dua ile