Kur’ân’ın Öğrettiği Kavramlar serisinin elinizdeki sayısında “nebî ve rasûl” kavramlarına kısaca değineceğiz.

Gelenekte pek çok Kur’ânî kavramın içi boşaltılmış, anlam derinliği yok edilmiştir ama nebî ve rasûl kavramlarının maruz kaldığı boyutta tahrifat eşine az rastlanır türdendir.

Kur’ân’ın yüzlerce âyetinin anlaşılmasında, Kitap-hikmet ilişkisinin doğru kurulmasında, yüzyıllardır devam eden “dinde kaynak” sorununun Kur’ânî bir zeminde çözülmesinde hayati önemi olan nebî ve rasûl kavramları arasındaki ilişki gelenekte Kur’ân’la örtüşmeyen bir şekilde kurulmuştur.

Bir takım kurgulardan hareketle rasûl, kendisine kitap verilen; nebî de daha önceki bir rasûle verilen kitabı tebliğ etmekle görevlendirilen kişi olarak tanımlanmış, her rasûl nebîdir ancak her nebî rasûl değildir şeklinde bir denklem kurulmuş ama bu denklemin Kur’ân âyetleriyle örtüşüp örtüşmediğin sağlaması yapılmamıştır.

Durum Türkçe mealler açısından daha da vahimdir. Çoğu mealde, âyetlerde geçen nebî ve rasûl kelimeleri yerine Kur‘ân’da geçmeyen ve Farsça bir kelime olan “peygamber” kelimesi kullanılmakta, âyetlerdeki iki kavram arasındaki anlam derinliği meallere yansıtılamamaktadır.

Bu önemli iki kavramı Kur’ân’dan hareketle genel olarak ele aldığımız ve bu konuda bir hassasiyetin oluşmasını hedeflediğimiz çalışmamızı linkten indirebilirsiniz: