Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla
“Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkmışlardır.”
Haşr Suresi 19. ayet
Bu kerim ayette açıkça görüldüğü üzere Allah’ı unutmanın doğal sonucu, Allah’ın kişiye kendini unutturmasıdır. Kendisi olamayan bir kişiye “bir kişi” demek bile abes olacaktır. Kendini unutmuş olan kişi ister istemez bir başkası olacaktır. Kim olduğunu bilmeyen, kendini tanımayan ve tanımlayamayan ya da kendini başkası üzerinden tanımlayan bir kişi olacaktır.
Bugün yılbaşını kutlamaya hazırlanan Müslümanların durumu da tam olarak budur. Onlar Allah’ı unuttukları için Allah da onlara kendilerini unutturmuştur. Yani artık kendilerinde değillerdir. Onlara Müslüman demeye binlerce şahit ister; tabi yalancı şahitlik yapmaya ikna olurlarsa.
“Müslümanların Allah’ı unuttuğunu nereden çıkarıyorsun?” diyenler olacaktır. Ben de “Allah’ı unutmadıklarını gösteren nedir?” diye sorarım. Ve eklerim:
Bugün devletin oynattığı resmi kumar olan piyango pisliğinin içine girmiş olanların büyük kısmı Müslümanlık iddiasında değiller midir?
Evlerine envai çeşit içki stoklayanların, marketlerde bu geceye özel olarak kurulmuş içki raflarına hücum edenlerin büyük çoğunluğuna sorsanız hangi dinden olduklarını söylerler?
Aylardır en ciddi haber kanalları, dergiler, gazeteler başta olmak üzere her mecrada uzun uzun yeni yıl falları bakan ve baktıran, gelecek kehanetleri yapanların büyük bir bölümü İslam’dan başka bir dinin mensubu olduklarını mı öne sürmekteler?
İşte bu gecede, Müslümanım diyenlerin göstere göstere ve hatta övünerek yaptıkları bu eylemlerin tamamına Yüce Allah Subhanuhu ve Teala tüm insanlığa gönderdiği son kitabında PİSLİK diyor:
“Müminler! Hamr (kişiyi sarhoş edip uyuşturan şey) kumar, dikili taşlar ve fal okları şeytan işi pisliklerdir. Onlardan uzak durun ki umduğunuza kavuşasınız.”
Maide Suresi 90. ayet
Kısacası Allah’ın “pislik” dediği her şeyin alenen yapıldığı geceye “yılbaşı gecesi” denmektedir.
Ölüme biraz daha yaklaşmayı kutlamanın hiçbir akli açıklaması olamayacağı gibi aklını kullanan hiç kimse her an öleceğini bilerek Allah’ın pislik dediği her şeyi uydurma bir gece uğruna yapmaz. Zaten Rabbimiz aklını kullanmayanların başına gelecekler için de aynı kelimeyi kullanmaktadır: Pislik!
Allah’ın onayı olmadan kimse imana gelmiş sayılmaz. Allah, aklını kullanmayanların üstünde inançsızlık pisliği oluşturur.
Yunus Suresi 100. ayet
Kanunlarca da suç sayılmayan, neredeyse iftihar edilecek bir fiil gibi algılanan ve Rabbimizin hakkında şöyle buyurduğu zina da yine bu gece iyice ayyuka çıkmakta değil midir?
“Zinaya yaklaşmayın; o, çirkin bir iştir, kötü bir yoldur”
İsra Suresi 31. ayet
Her türlü sınırın aşılmasının ertesi gün anlatılacak bir övünç kaynağı haline getirildiği bu gecede yapılan israfı söylemeye gerek bile yok. İsrafın Allah’ın kesin bir yasağı olduğu (Araf 31) Müslüman toplumlarında sadece söz ve söylemlerde kalacak kadar küçümsenmiştir ne yazık ki.
Şimdi bu ayetleri unutmuş olan kişilerin Allah’ı unutmamış olmaları mümkün müdür? Üstelik Maide 90. ayetin sonu Müslümanlık müddeilerinin durumunun hiç de iç açıcı olmayacağını belirtiyor: “Onlardan uzak durun ki umduğunuza kavuşasınız”.. Yani bu gidişle umduğunuz o mutlu sona kavuşmanız mümkün değildir. Zaten Haşr 19. ayet de Allah’ı unutanlar için boşuna “onlar yoldan çıkmıştır” demiyor herhalde..
Müslümanlar Allah’ın ayetlerini hayatlarına geçirmemişlerdir. Müslümanlar Allah’ı unutmuşlardır. Bunun en tabii sonucu olarak da Allah da onlara kendilerini unutturmuştur. Müslümanlar kendilerinde değillerdir.
Haşr Suresi 19. ayet sadece Müslümanlara değil, herkese hitap ediyor. Yani bu unutma ve unutturulma kuralı her insan için geçerlidir. Bugün yılbaşı kutlamasını uyduran, o günü, ilahlaştırdıkları, ancak aslında Allah’ın çok değerli bir elçisi olan İsa Aleyhisselam üzerinden kutsayan kitap ehlinin de bu yaptığının hiçbir delili yoktur. Hiç bir temele dayanmamaktadır. Onlar da Allah’ı unutmuşlardır. Dahası O’na ortaklar uydurmuşlardır. Oysa hiç değilse kendi kitaplarına uymaları gerekmektedir:
“De ki: Ey kitap ehli, Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirilmiş olanı tam yerine getirmedikçe temelsiz kalırsınız. Rabbinden Sana indirilen (Kur’an) onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Artık o kâfilere üzülme.”
Maide Suresi 68. ayet
Ayrıca onların kitaplarında kendilerinden istenen de bizde olandan farklı bir şey değildir:
“Onlara (ehl-i kitaba) sadece şu emir verilmiştir: Doğrudan doğruya yalnız Allah’a boyun eğerek O’na kul olun, namazı sürekli kılın ve zekatı verin. İşte sağlam din budur.”
Beyyine Suresi 5. ayet
Ancak gayri müslimlerin büyük bölümünün elinde Kur’an yoktur. Onlara Allah’ın bu son kitabının ulaşmaması da gerçekte Müslümanların ayıbı olsa gerektir. Peki bu ayetler ellerinin altında bulunan Müslümanlar nasıl olur da onlar gibi ağaçları süsleyip, kılıksız bir ihtiyarın saçmalıklarıyla çocuklarını büyütebiliyorlar? İşte bunu anlamak çok da kolay değildir.
Allah biliyor ki bu satırları yazan kişi de Allah’ın ayetleri ile buluşup onları hayatına geçirme kararı almadan evvel bu çirkinliklerin içine girmiştir. Allah’ın kendisine sınırsız ikramı sayesinde, o halde iken ölmeyip gerçekleri fark edecek kadar yaşamıştır. Bu nedenle amacı kimseyi tahkir etmek veya incitmek değil, belki Allah’ın bir tek kulunun mutlak gerçekle biraz daha erken buluşmasında elinden gelen bir şey varsa onu yapmaktan geri durmamaktır.
Zira Müslümanların büyük çoğunluğu ne yazık ki batının ve dolayısıyla batılın yetiştirdiği kimselerdir. Oysa onların da bir temelleri olmadığını gördük. Her iki zümrenin de gerçeklerle karşılaştıklarında yanlışlarından dönme ihtimalleri yüksektir. Çünkü hakkın batıl karşısında kıyaslanmaz ve karşı konulamaz bir gücü vardır.
Haşr Suresi 19. ayetteki çok önemli bir noktaya daha dikkat etmemiz gerekmektedir: Allah’ı unutanlara Allah da kendilerini unutturur deniyor ancak “Allah da onları unutur” denmiyor. Bu ne muazzam bir müjdedir! Rabbi insanı hiçbir zaman gözden çıkarmamaktadır. Allah’ın her kulunun her an dönüş yapma ihtimali bulunmaktadır. Bu büyük müjdeyi şu ayetten de okuyabiliriz:
“Şu sözümü ilet; “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.””
Zümer Suresi 53. ayet
Yılbaşını diğer günlerden değerli kılan hiçbir şey yoktur ama doğru yola giden yolun “yolbaşı” ne kadar da değerli olacaktır!
O halde yılbaşı kutlamaya hazırlanılan gün neden keskin bir dönüşle girilen doğru yolun “yolbaşı” olmasın?
Selam ve dua ile
Erdem Uygan
ALLAH YOLUNUZU AÇIK ETSİN.