Bu sabah yine En’am Suresi Sabahı oldu benim için. Hesap vereceğim tek zat olan o yüce Rabbim Allah’a, ayetlerini bana gösterdiği için sonsuz şükürler olsun.
Lütfen şu ayetlere bir bakar mısınız? Oysa kim bilir bu kaçıncı okuyuşumdur bu ayetleri. Her seferinde ayrı manalar bulmak ne kadar çarpıcı!
“Onlar insanları Kur’an’dan engellerler, kendileri de ondan uzak dururlar. Ama sadece kendilerini yiyip bitirirler de farkına varamazlar.
Ateşin karşısında durduruldukları gün onları bir görsen! Derler ki: “Ah keşke geri gönderilsek de Rabbimizin âyetleri karşısında bir daha yalana sarılmasak ve biz de müminlerden olsak.
Aslında daha önce gizledikleri şey karşılarına dikilir. Geriye gönderilseler kendilerine konan yasaklara yine dönerler. Çünkü onlar tamı tamına yalancıdırlar.
Onlar şöyle demişlerdi: “Dünya hayatımızdan başka hayat yoktur. Biz tekrar dirilecek de değiliz.”
Onları bir görecek olsan, Huzura çıkarıldıkları gün Rableri onlara; “nasıl, tekrar dirilmek gerçek değil miymiş” diyecek, onlar da “Rabbimize and olsun ki gerçekmiş” diye cevap vereceklerdir. Bunun üzerine Rableri, “kâfirlik etmenize karşılık azabı tadın.” diyecektir.
Allah ile karşılaşmayı yalan sayanlar gerçekten kaybedeceklerdir. O saat beklemedikleri bir anda gelince günahlarını sırtlanmış olarak diyeceklerdir ki, bu konudaki kusurlarımızdan dolayı vay halimize! Baksana ne kötü yükler yüklenmişlerdir!
Dünya hayatı bir oyundan ve boşuna oyalanmadan başka nedir ki? Çekinenler için hayırlı olan o son yurttur. Aklınızı çalıştırmaz mısınız?”
Kur’an-ı Kerim – En’am Suresi 26-32
Bugün insanlar arasında Allah’a inanmayan bir tanesini bile bulmak mümkün değildir. Ancak görülüyor ki mesele Ahiret’e iman problemidir. Ahirete iman olmadığı zaman kimse yapmakta olduğu en küçük bir eylemin bile sonucunu düşünmüyor. Sadece sloganlara, sadece kimin ürettiği belli olmayan iddialara dayanarak, taraf olanlar haksızlığa uğruyor ve/veya haksızlık ediyor.
Asıl çarpıcı olan, ayetlerin sonunda bu problemin sebebi olarak aklın çalıştırılmamasının gösterilmesidir. Oysa bizim geleneksel yargımıza göre din işin içine girince kalp yeterlidir. “Benim kalbim temiz” deyip kurtulacağımızı sanarız. Allah ise işi akla ve üstelik faal bir akla bağlıyor. “İçim temiz” diyerek kurtulamadığımız ortadadır.
En’am Suresi’nin düşündürdükleri tıpkı diğer sureler gibi öyle yazmakla bitecek türden değil. Ancak bugün bana nazil olan yönüne daha fazla yorum katmadan 3 ayet ile devam edeceğim:
“De ki, kendinize baktınız mı; Allah’ın azabı size gelse ya da kıyamet günü gelip çatsa Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız?” Eğer doğru kimselerseniz söyler misiniz?”
En’am Suresi 40. ayet.
“Rablerinin huzuruna çıkarılacaklarından korkanları Kur’an ile uyar. Orada onların ne bir dostu ne de şefaatçileri olacaktır. Belki çekinirler.”
En’am Suresi 51. ayet.
“De ki: “Ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum ama siz yalana sarılıyorsunuz. Sizin hemen istediğiniz şeyi yapmak benim elimde değildir. Kararı verecek olan sadece Allah’tır. Doğruyu o anlatır, en iyi ayıklamayı da o yapar.”
En’am Suresi 57. ayet.
Delilsiz ve faydasız bilgiden Allah’a sığınıyor ve Rabbimizin o muhteşem sorusunu kendime ve herkese yöneltiyorum:
“Siz kendinize baktınız mı?”
Leave A Comment
You must be logged in to post a comment.