Selam Sizlere! (Selamun Aleykum!) (Ra’d 24 – Zümer 73)

Bütün hamd ve övgüler; yaptığı her şeyi güzel yapmak, yalnız bütün varlıkların sahibi olan Allah Subhanuhu ve Teala’ya mahsustur (Fatiha 2). Arkasından gidilmesi ve örnek alınması gereken, Allah’ın Rasulü Muhammed (S.A.V) ve onu yakından takip eden kişilerdir.

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla (Bismillahirrahmanirrahiym) (Neml 30)

“İman edenlerin, Allah’ı ve indirilen hakikati anınca, kalplerinde ürperti duymalarının vakti hala gelmedi mi? Ta ki kendilerine daha önce vahiy verilip de üzerlerinden uzun zaman geçtiği için kalpleri katılaşan kimseler gibi olmasınlar, ki onların bir çoğu yoldan sapmıştır.

İyi bilin ki Allah, ölümünden sonra toprağa can verir. İşte aklınızı kullanabilesiniz diye ayetlerimizi size böyle açıklamış bulunuyoruz.”

Hadid Suresi 16 – 17. Ayetler

Ayetlerden de anlaşıldığı üzere Allah’ın vahyinden yüz çevirmiş ve dolayısıyla kalbi katılaşmış bir insan, ölüden farksızdır. Kur’an, bu yaşayan ölüleri canlandırmak için Allah Subhanuhu ve Teala tarafından insanlığa gönderilmiştir. Çünkü Allah “ölümünden sonra toprağa can verir”.

Allah’ın ayetlerini görmezden gelmiş bu kalpleri katılaşmış insanların kimler olduğu da belirtilmiş; kendilerine vahiy gönderilmiş olanlar. Peki bugün biz de o kategoride değil miyiz? O halde aynı yanlışı biz de yaparsak aynı sonuçla karşılaşmaz mıyız? Şüphesiz karşılaşırız. Hatta karşılaşmış durumdayız. Zaten ayet “iman edenler”e hitap ediyor. Demek ki Allah ve O’nun gönderdiği gerçekler anılınca kalpleri ürpermeyenler de iman etmiş olanlarmış. Demek ki iman etmekle iş bitmiyormuş:

“İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece “İman ettik” demeleriyle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?”

Ankebut Suresi 2. Ayet

O halde iman bir iddiadır ve her iddia gibi isbata muhtaçtır. İman iddiasının isbatı sadece Allah’a yapılır. Bu da hayatın her anında sadece Allah’ın ayetlerini uygulamakla olur. İşte buna da Ahireti dünyaya tercih etmek denir. “Dünya”; bütün işlerinde, Ahirette alacağı karşılığı önceleyenlerin kazanacağı bir imtihanın yapıldığı salonun adıdır. Bu kısacık sınavın kazanılması halinde Allah’ın vaad ettiği ödülse sınavın zorluğu ile kıyaslanmayacak kadar büyüktür. Zaten bu da çok normaldir çünkü verecek olan Allah’tır: Kendisine karşı gelenleri bile sınırsız bir ikrama boğan bir Yaratıcı…

İşte bütün bu nedenlerden ötürü iman iddiasında olanlar Allah’ın ayetlerini en iyi şekilde öğrenmek, hayatlarının şu anına taşıyarak yaşamak , örnek olmak ve gerektiğinde, en güzel şekilde tüm insanlığa anlatmak zorundadırlar. Çünkü Allah’ın ayetlerini öğrenmek ve onları yaşayarak her iki dünyada da mutlu olmak Allah’ın bütün kullarının hakkıdır.

“Siz haddi aşan kimseler oldunuz diye, sizi Kur’ân ile uyarmaktan vaz mı geçelim?”

Zuhruf Suresi 5. Ayet

Aksi halde hepimiz şu ayetlerin hükmüne gireriz:

“Kim Rahman’ın uyarı dolu mesajına kör bakarsa ona bir tür şeytanı musallat ederiz de kendisi onun uydusu haline gelir. Artık o onları doğru yoldan çıkarır, beriki de zanneder ki kendileri doğru yoldadırlar.”

Zuhruf  Suresi 36-37. Ayetler

“Kim de kitabımdan yüz çevirirse onun sıkıntılı bir hayatı olur. Kıyamet günü mahşer yerine kör olarak getiririz.
Der ki; “Ya Rabb! Beni neden kör olarak getirdin, hâlbuki benim gözlerim görüyordu?”

Allah der ki; “Doğru; ama âyetlerimiz sana kadar geldiğinde sen onları unuttun, bu gün de aynı şekilde sen unutuluyorsun.””

Taha Suresi 124-126.

Bizim kendimize Müslüman dememizin hiçbir anlamı yoktur. Çevremizdekilerin de bize Müslüman demeleri bir şey ifade etmez. Nüfus kağıdımızda din kutucuğunun bulunması kadar saçma ve akılsızca bir şey olamaz. Çünkü önemli olan Allah’ın Müslüman saydığı kişilerden olabilmektir. Unutmamalıyız ki şeytan da Allah’tan korkmaktadır (Haşr 16, Enfal 48).

O halde uyulması gereken tek kaynağa uymak için (Araf 3) onu en iyi şekilde öğrenmemiz gerekmektedir. Bir insanın bu hayatta bundan daha öncelikli ve daha önemli bir işi olamaz.

İşte bu site bu ve benzeri düşüncelerle hayata geçirilmiştir. Allah’ın ayetlerini Allah’ın kullarına ulaştırmada bir vasıta olması ve çalışmalarımı ilgilenenlere aktarması için tarafımdan oluşturulmuştur. Bugüne kadar Facebook hesabımdan paylaştığım yazılarımın önemli bir kısmı sitede bulunmaktadır. Bundan sonraki yeni yazılarımı ve çalışmalarımı da dileyen herkes burada bulabilecektir. Hayatımın bu yönü ile ilgili katıldığım programlar, yayınlanan yazılarım, röportajlar v.s. de sitede yer almaktadır ve bundan böyle de Allah izin verdiği sürece yer alacaktır.

Sitenin içeriği, zamanla sizlerin de katkı ve yönlendirmelerinizle hiç şüphesiz daha da genişleyecektir. Elimden geldiğince “iletişin” bölümünden bana göndereceğiniz soruları yanıtlamaya ve uygun olanları “Sizlerden/sorular” bölümünde paylaşmaya çalışacağım. Yüceler yücesi Rabbimizden hepimizin çalışmalarımızı hayırlı neticelere ulaştırmasını dilerim.

Şahsıma ait bütün sözler Sebe Suresi’nin 50. Ayeti ışığında değerlendirilmelidir.

Erdem Uygan

Yorumlar

Bir yanıt yazın